Sayfalar

18 Ekim 2011 Salı

Haftanın Menüsü - 10

Hayatımı kolaylaştıran "haftanın menüsü" yle kaldığım yerden devam ediyorum. Selin'in cumartesiden beri devam eden ateş ve öksürüğü dolayısıyla maalesef salı gününü buldu bloga yazmam. Söz vermiş olmayayım ama akşam vakit bulursam brokoli çorbasının tarifini yazacağım.
İşte biraz gecikerek de olsa bu haftanın menüsü. Herkese afiyet osun!

Pazartesi : Brokoli Çorbası, Portakal Soslu Tavuk Baget, Nohutlu Pirinç Pilavı

Salı: Brokoli Çorbası, Mantarlı Dana Nuar, Portakal Soslu Zeytinyağlı Kereviz

Çarşamba: Tarhana Çorbası, Tavuklu Kuru Fasulye, Bulgur Pilavı

Perşembe: Kıymalı Havuçlu Lazanya, Portakal Soslu Zeytinyağlı Kereviz

Cuma: Balık, Fırında fesleğenli patates, Nar ekşili roka salatası

Cumartesi: Sebze Çorbası, Cızbız Köfte, Yoğurtlu Buğday Salatası

Pazar: Tavuklu Talaş Böreği, Salata

10 Temmuz 2011 Pazar

Her Mutfakta Olması Gerekenler

Geçenlerde tüm bakliyat, makarna, kuru gıda vs.nin durduğu büyüüük kutumu düzenlemenin vakti gelmiştir diye düşünüp işe giriştim. Kaç paket makarna var, mercimek ne kadar kalmış diye notlar alıp bir nevi envanter çıkarmaya çalışırken bunun iyi bir yazı konusu olabileceğini düşündüm ve kafamda bir kenara yazdım. Bir kaç gündür mutfakta iş yaparken de aklıma geldikçe ufak ufak notlar aldım. İşte aldığım notlar ve küçük ipuçları...
Bir mutfağın bence ilk ihtiyacı baharatlar ve otlar. Bazen çok sıradan bir yemek, eklediğiniz bir fiske baharat veya otla şahane bir şeye dönüşebiliyor. Bilhassa bazı otların -kuru veya taze fark etmez- çaylarının vücudumuza çok önemli olumlu etkileri de var. Bu başlı başına ayrı bir yazının konusu olacak önümüzdeki günlerde.
İpucu; tüm baharat ve kuru otlar kuru ve temiz cam kavanozlarda saklanmalı.
Yağlar hem sağlığımız açısından hem de kullanıldıkları yemek ve miktar açısından çok önemli. Sağlıklı olduğunu düşünerek yemeğe zeytinyağını boca etmek ne kadar zararlıysa aman hiç kullanmayayım diyerek yağı tamamen kesmek de o kadar zararlı. Ölçülü olmakta yarar var. Bir de acılısı, otlusu, özel damıtılmışı, taş baskılısı, ilk hasattan olanı vs. gibi zeytinyağı çeşitleri var ki kullanmadan önce şarap tadıcılığı gibi çok özel bir eğitimden geçmek gerektiğini düşünüyor insan. Ben tabii zeytinyağların çeşitleri kadar dekoratif şişelerine de bayılıyorum.
İpucu; zeytinyağının soğukta donduğunu, her tür sıvı yağı alır almaz cam şişelere aktarmak gerektiğini unutmayın.
Makarnalar, kepeklisi, sadesi, ıspanaklısı, domateslisi, yumurtalısı... Önümüzdeki günlerde daha hangi çeşitlerini göreceğiz bilmiyorum ama günümüzde artık misafir ağırlama da bile kullanılıyor, şahane soslar eşliğinde. Koskoca bir ülkenin mutfağı makarna kültürü üzerine kurulu, daha ne diyeyim. İstisnasız her mutfağın acil durum yemeği. Çocukların favori yemeği olması da cabası. Gençliğimizin makarna-şarap ziyafetlerini hatırlayıverdim şimdi.
İpucu; Makarnanın pişirileceği suya biraz yağ konursa pişerken birbirlerine yapışmaları önlenir.
Bakliyat-Kuru Gıdalar: Mercimek, nohut, fasulye, pirinç, bulgur vd. bilhassa büyüme çağında çocuğu olanlar için mutfağın en temel dayanakları. Şöyle domates soslu harika bir et yemeğinin yanına pirinç pilavı kadar yakışan başka bir şey olabilir mi? 
İpucu; kuru ve nemden uzak ortamlarda mümkünse bez torbalarda saklanmalı.
Reçeller, Marmelatlar için bir şey yazmaya gerek yok herhalde. Hem kahvaltıların hem de akşam üstü çay keyfi için hazırlanan atıştırmalıkların eşlikçileri. Ben şeker sevmeyen biri olarak reçel yerine kayısı, şeftali gibi kendinden tatlı bazı meyvelerin püresini yiyor ve kullanıyor olsam da evde yine de kendi ellerimle yaptığım kızılcığından vişnesine her tür marmelat bulunur.
İpucu; reçelin şekerlenmemesi için buzdolabında saklamayın ve pişirirken yeterli miktarda limon suyu koyarak çok fazla kaynatmayın.
Kurabiyeler, Bisküviler hakkında bir şey yazmama gerek yok sanırım. Bebekler için iyi bir enerji kaynağı olduğu kadar davetsiz misafirleri rahatça ağırlayabilmenin de en güzel yolu. Tabii  ev yapımı oldukları müddetçe.
İpucu; yumuşamamaları için sıkı kapaklı kutulara koymalı.
Kuruyemişler konusunda biraz tereddütte kaldım ama yine de bir mutfak için gerekli olduklarını düşünüyorum. Nihayetinde ölçülü yendiği sürece sorun yaratmayan hatta vücumuza faydası dokunan yiyecekler.
İpucu; her gün en fazla bir avuç fındık veya ceviz yenmeli. Fazlası kilo olarak vücudumuza yerleşiyor.
Çaylar, Kahveler sanki biraz tercihe bağlıymış gibi geldi bana. Evde süt veya yoğurt azaldığında nasıl panikliyorsam çay veya kahvenin bitmesine yakın aynı paniği yaşıyorum. Evet, ben bir çay ve kahve bağımlısıyım. Bilhassa halis muhlis Rize çayına, yeşil çaya ve yasemin çayına bayılıyorum. Elbette mis gibi sade bir Türk kahvesine veya filtre kahveye de hayır demem mümkün değil. Granül kahve mi? Asla!
İpuçları; Her tür ot çayını demlerken poşet çaylar yerine otların bizatihi kendilerini kullanın ve sıcak suya atmak suretiyle demleyin. Rize çayını ise soğuk suyla demleyin, rengini daha güzel bırakıyor. Türk kahvesini de soğuk suyla yapın, en son kahveyi koyun ve karıştırmayın. Bırakın çok kısık ateşte kahve kendi kendine çöksün, tadı daha yoğun köpüğü daha çok oluyor.
Anlaşıldığı üzere ben Türk kahvesi ve çay makinelerini son derece gereksiz bulan biriyim. Bana lüzumsuz elektrik sarfiyatı gibi geliyor. Çok kalabalık aileler için elzem diyenler de olabilir tabiiJ     

2 Haziran 2011 Perşembe

Selin'in Elinden Kakaolu Cevizli Kurabiye

Geçen ay bir pazar günü ilk defa Selin’le birlikte tarifi bana ait olan kakaolu cevizli kurabiye yaptık. Daha önce bir çok kereler birlikte kek, çorba, salata, balık yemeği filan yapmıştık ama kurabiyeye bir türlü sıra gelememişti. Kurabiyeler, meleğimin eli değdi diye söylemiyorum, yumuşacık oldu. Normalde bisküvi gibi hafif sert olması gerekiyordu.
Kalıp olarak önce rakamları kullandık. Tepsiye önce 0’dan 5’e kadar 6 sütun olacak şekilde birer tane kurabiye koyduk. Sonra her bir sütunun altına o kadar kalp ya da yıldız şekilli kurabiye koyduk. Sonra 6’dan 9’a kadar kalıplardan birer tane daha kurabiye yaptık. Bir çeşit  Montessori matematik aktivitesi  de yapmış olduk böylelikle. Pişince de fotoğrafını çekmek için en uzun servis tabağımıza sığıştırmaya çalıştık. Belki siz de, mesela hafta sonu, bu kurabiyelerden yapar, kulaklarımızı çınlatırsınız. İyi Eğlenceler! Afiyet olsun!
Malzemeler: 1 su bardağından 2 parmak eksik zeytinyağı, 1 yumurta, 1 su bardağı susuz yoğurt, 1 su bardağından 2 parmak eksik toz şeker, 1 silme çay kaşığı karbonat, ½ su bardağı çok çok ince çekilmiş ceviz, 3,5 su bardağı tam buğday unu, ¾ çay bardağı kakao.
Yapılışı: Tüm malzemeleri karıştırarak kulak memesinden biraz sert bir hamur yapın. Kalıplarla şekil vererek yağlanmış ya da yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine uygun aralıklarla yerleştirin. Önceden 180-200 derecede ısıtılmış fırında yaklaşık 20-25 dakika pişirin.

22 Nisan 2011 Cuma

Mantarlı Dana Nuar

Bu yemeği geçen haftanın menüsüne yazarken çok umutsuzdum. Bu aralar yapabileceğimi hiç sanmıyordum ama mutfakta Speedy Gonzales misali müthiş hızlı çalışınca olabildi. Umarım ALES sınavında da soruları bu kadar hızlı çözebilirim:)
Yemeği yapmaktan zevk aldın mı diye soracak olursanız ehh! diyeceğim. Daha önce yapmadığım yeni bir tarifi denemek güzeldi tabii ama tadını çıkaracak kadar vaktim olsaydı daha mutlu olabilirdim.
Malzemeler: 3 adet kalın dilimlenmiş dana nuar, 200 gr. mantar, 1 adet orta boy soğan, 2 adet kırmızı biber, 2 adet büyük domates, kekik, 1 çay bardağı sıvı yağ, 2/3 su bardağı kaşar rendesi
Hazırlanışı: Nuar dilimlerini kızdırılmış yağda kızartıp bir cam tepsiye dizin. Soğanı pembeleşinceye kadar kavurup üzerine dilimlenmiş mantarları ilave edin. İnce kıyılmış biberleri de katarak biraz daha kavurun. Küp şeklinde doğranmış domatesleri de ilave ederek suyunu çekene kadar pişirip tuz ve kekik ilave edin. Bu karışımı nuar dilimlerinin üzerine yayın ve fırına sürün. Önceden 180 derecede ısıtılmış fırında 20 dakika kadar pişirin. Daha sonra etlerin üzerini tamamen kaşar peyniri rendesiyle kaplayın. 5-10 dakika daha fırında pişirmeye devam edin. Kaşarlar eriyip hafif pembeleşince fırından alıp servis yapın.
Not: Misafirlerinize ikram etmeyi düşünüyorsanız önceden hazırlayıp yemek saatinden 10 dakika önce fırına verebilirsiniz.

18 Nisan 2011 Pazartesi

Haftanın Menüsü - 9

Bu hafta da sadece menüyü verip kaçacağım. Sınavdan önceki 5 gün ve yine paçalarım tutuştu. Bir de üstüne dün gece Selin ateşlenince tam şahtım şahbaz oldum. Bugün hemen doktora götürdük, yarın boğaz kültürünün sonucunu alacağız. Daha önce bloga yazmadığım tarifleri de ancak önümüzdeki hafta yazacağım, bu arada fotoğraflarını çekmeyi unutmazsam tabii:) 

Pazartesi: Yayla Çorbası, Limon ve Bal Soslu Tavuk, Zeytinyağlı Pazı
Salı: Yayla Çorbası, Kırmızı Biber Dolması, Nar Ekşili Roka Salatası
Çarşamba: Balık, Fırında Patates, Cevizli Üzümlü Yeşil Salata
Perşembe: Kereviz Çorbası, Kırmızı Biber Dolması, Havuç Salatası
Cuma: Kereviz Çorbası, Sucuklu Kuru Fasulye, Pirinç Pilavı
Cumartesi: Soslu veya Kıymalı Makarna
Pazar: Soğan Çorbası, Cız Bız Köfte, Portakal Soslu Brokoli

Afiyet olsun!

11 Nisan 2011 Pazartesi

Haftanın Menüsü - 8

Önümüzdeki iki hafta mümkün olduğunca pratik, az vakit alan yemekler yapmam gerekince, oturdum ve iki haftalık menüyü birden hazırladım. Ortaya bu hafta için aşağıdaki menü çıktı. Şimdi bakınca bu bile vakit alacak gibi görünüyor. Menüye ne kadar sadık kalabildiğimi önümüzdeki hafta yazarım. Daha önce bloga yazmadığım, mesela mantarlı dana nuar veya güveçte etli sebzeli pay gibi tarifleri yazmam da biraz vakit alabilir.
Pazartesi: Kabak Çorbası, Mantarlı Dana Nuar, Fiyonk Makarna, Kıvırcık Salata
Salı: Kabak Çorbası, Torbada Domates Soslu Tavuk But, Bulgur Pilavı, Dereotlu Havuç Salatası
Çarşamba: Kırmızı Çorba, Kaşarlı Izgara Köfte, Pirinç Pilavı, Zeytinyağlı Kereviz
Perşembe: Balık, Fırında Patates, Cevizli Üzümlü Turplu Yeşil Salata
Cuma: Kırmızı Çorba, Güveçte Etli Sebzeli Pay, Erişte, Zeytinyağlı Kereviz
Cumartesi: Tahinli Havuç Çorbası, Fırında Biberiyeli Tavuk, Nohutlu Pilav
Pazar: Soslu veya Kıymalı Makarna
Afiyet olsun!

5 Nisan 2011 Salı

Umur'dan Kurabiye, Kek, Börek

Selin’le Ada’nın birlikte kutladığımız doğum gününde Umur’un çok güzel kek, kurabiye, börek yapıp getirdiğini yazmıştım ya daha önce. İşte Umurcuğum epey zaman önce tarifleri yayınlamam için bana gönderdi ama araya blogların kapatılması süreci ve benim son dönemdeki yoğunluğum girince bir türlü bloga ekleyemedim. Tariflerin altındaki notlar Umur’un öneri ve uyarılarıdır.
İşte Umurcuğumun şahane tarifleri...

Çatlak Kurabiye
Malzemeler: 1 yumurta, 1 yemek kaşığı tereyağı (oda sıcaklığında), 1 çay bardağı toz şeker, ½ paket kabartma tozu, 25 gr. kakao, 1.5 çay bardağı un, 1.5 yemek kaşığı süt (istenirse portakal suyu), 1 çay bardağı incecik çekilmiş ceviz ya da fındık
Yapılışı: Şeker ve yumurtayı mikserle bir güzel çırpın. Krema kıvamına geldiğinde oda sıcaklığındaki tereyağı ve sütü ekleyin. Un, kabartma tozu, kakao karışımın içine ekleyin. Ceviz ya da fındık ekleyip karıştırın. Kurabiye hamurunu bir-iki saat buzdolabında bekletin. Sonra hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlayın ve pudra şekeriyle kaplayın. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 10-12 dakika pişirin.
Notlar: Orijinal tarifte vanilya var, ben eklemedim. İçine portakal ya da limon kabuğu rendelenebilir.
Hamur, bildiğimiz katı hamurlardan değil. Bu yüzden şekil vermesi biraz güç. Ama elinizi pudra şekerine bularsanız yuvarlamak kolaylaşıyor.
Aman fırında fazla tutmayın. Fırından çıkardığınızda yumuşak olması gerekiyor. Fazla kalırsa kaya gibi kurabiyeleriniz olabilir.

Çikolatalı Kek
Malzemeler: 4 yumurta, 1.5 su bardağı şeker, 1 su bardağı süt, 1 su bardağı sıvıyağ, 2.5 su bardağı un, 1 paket kabartma tozu, 1 tatlı kaşığı kakao, 1 su bardağı damla çikolata
Yapılışı: Yumurtalarla şeker krema kıvamını alana kadar mikserde çırpılır. Süt ve sıvıyağ eklenir. Un ve kabartma tozu karışımın içine elenir. Damla çikolatalar eklenir. Yağlı kağıt serilmiş bir tepsiye karışımın üçte ikisi dökülür. Kalan karışıma kakao eklenip çırpılır. Kakaolu hamur da karışımın üzerine dökülür ve bir kürdan yardımıyla karışımın içine yedirilir. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 45-50 dakika pişirilir.
Not: Damla çikolata yerine ceviz, fındık, kuru meyve eklenebilir. Orijinal tarifte vanilya var, ben yine eklemedim. Bunun da içine portakal ya da limon kabuğu rendelenebilir. Fırından çıkarmadan önce bir kürdan batırılarak pişip pişmediği kontrol edilir.

Peynirli Üçgen Börek
Malzemeler: 4 yufka, 2 yumurta, 2 kaşık yoğurt, ½ çay bardağı sıvıyağ
Yapılışı: Yufkalardan 7-8 santimetrelik şeritler kesilir. Bir kapta yumurta, yoğurt ve sıvıyağı çırpılır. Şeritlere bu karışımdan sürülür. Ucuna istenen bir içten konup muska ya da üçgen şeklini alacak şekilde sarılır. Yağlı kağıtla kaplanan bir tepsiye dizilir. Artan karışım böreklerin üzerine sürülür. Susam ve çörek otu serpilip önceden ısıtılmış 180 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirilir.
Afiyet olsun!

10 Şubat 2011 Perşembe

Ev Yapımı Pasta (Çikolata Kremalı)

Kızımın doğum günü olan 24 Ocak bu sene Pazartesi gününe denk gelince kreşte de bir kutlama yapmak farz oldu. Bizim kreşin adeti biraz farklı. Sadece doğum günü pastası ve meyve suyu kabul ediyorlar ve kutlama sırasında 3 yaş grubunda olanların anne babalarının fotoğraf çekmek için bile olsa orada olmalarını istemiyorlar. Ben de Selin’in sınıfında zaten topu topu 7 çocuk olduğundan pastayı kendim yapayım, dedim. Ortaya fotoğrafta gördüğünüz pasta çıktı. Ben tabii yine evden çıktıktan sonra “keşke fotoğrafını çekseydim” diye hayıflanırken aklıma geldi, kreşteki öğretmeninden rica ettim.

Pastanın keki yani pandispanya için orta büyüklükte yuvarlak silikon kalıbımı kullandım. Bildiğimiz yuvarlak borcam kalıbınız varsa o da olur. Keki sıcakken kesmeye kalkarsanız dağılır. Bu yüzden kek piştikten sonra bir müddet soğuması için bırakın, sonra kalıptan çıkarıp biraz daha soğuması için bekleyin. Bu esnada pastanın kremasını pişirebilirsiniz. Ilınınca keki yatay olarak iki eşit parçaya ayırın. Ben çocuklar için yaptığımdan keki ıslatmak için azıcık süt kullandım ama misafirlere yapacağım zaman keki ıslatmak için kullanacağım süte biraz Archer’s, Bailey’s, Melocoton ... gibi içkilerden veya badem, vanilya gibi aromalardan katıyorum, çok hoş oluyor. Bir de pastanın üzerine koyacağınız muzları önceden dilimlemeyin veya pastanın üzerine önceden koymayın. Pasta buzdolabında soğuyana kadar üzerindeki muzlar kararır ve görüntüsü hiç güzel olmaz. Kremanın içindeki azıcık tereyağ kremanın parlak görünmesini sağlar. Aman yok, hiç yağ istemem, eksik kalsın derseniz de olur. 1 tatlı kaşığı tereyağın yokluğu tadında pek bir değişiklik yaratmaz.

Pandispanya için malzemeler: 4 yumurta, 6 yemek kaşığı toz şeker, 8 yemek kaşığı un, 1 paket kabartma tozu, ½ çay bardağı sıvı yağ
Yapılışı: Yumurtayı şekerle karıştırın. Diğer malzemeleri de ekleyip karıştırın ve yağlanmış kek kalıbına, borcama veya silikon kalıba dökün. 170 derecelik önceden ısıtılmış fırında 30 dakika pişirin.
Çikolatalı Pasta Kreması için malzemeler; ½ litre süt, 2/3 su bardağı toz şeker, 2,5 dolu yemek kaşığı un, 3 yumurta ( 1 tanesi tam diğer 2’sinin sadece sarısı kullanılacak), 2 yemek kaşığı kakao, 1 paket bitter çikolata (80 gr.lık olanlardan),1 tatlı kaşığı tereyağ
Ekstra malzemeler: 2-3 adet muz, pasta süsleme şekeri
Yapılışı: 1 tencereye 2 yumurta sarısı, 1 bütün yumurta ve toz şekeri koyun, 4-5 dakika çırpın. Un ve kakaoyu ekleyip eriyene kadar karıştırın. Sütü azar azar ve gayet yavaş bir biçimde ekleyin ve güzelce karıştırın. Tencereyi ateşe oturtun ve karıştırarak pişirin. Muhallebi kıvamına gelip kaynamaya başlayınca pişmiş demektir. Tencereyi ateşten alın ve çikolatayı ekleyip hafifçe karıştırarak eritin. Krema biraz ılındığında tereyağı ekleyin ve yine karıştırarak erimesini sağlayın. Soğuyunca pastayı yapmaya başlayabilirsiniz.
Keki yatay olarak ikiye bölüp sütle hafifçe ıslattıktan sonra kremanın yarısından biraz azını üzerine yayın. Dilimlediğiniz muzları boşluk kalmayacak şekilde yerleştirin. Kekin üst parçasını tam üstüne gelecek şekilde koyun ve kalan kremayla üstünü, yanlarını güzelce sıvayın. Buzdolabına koyup soğutun. Servisten 5-10 dakika önce pasta süsleme şekerini pastanın üzerine serpiştirin. Yeni dilimlediğiniz muzları dilediğiniz sıklıkta yerleştirin –ki ben arasında bolca var diye üstüne seyrek olarak koymuştum. Üzerine mumları da yerleştirdiniz mi servise hazırdır. Muz yerine mevsiminde çilek, vişne, frambuaz gibi meyvelerde kullanabilirsiniz. Afiyet olsun!


9 Şubat 2011 Çarşamba

3. Doğum Günü Menüsü - Havuçlu Toplar

Aslında önceliği 2010 yılında gidip de aklımda hoş anılar, damağımda güzel tadlar bırakan yerleri anlatmaya vermeliydim, diğer bloglarımda yaptığım gibi. Fakat uzun süre ara verince ve bu arada kızımın 3. doğum gününü de idrak edince 2011 yazılarına özel menüler etiketine uygun bir yazıyla başlayayım, dedim.
Bu sene Selin’in doğum gününü yine bizim evde ve çok sevgili arkadaşı Ada’yla birlikte kutladık. Benim Su damlam Adacığım, kasım ayındaki doğum gününü çeşitli sebeplerden arkadaşlarıyla kutlayamayınca biz anneler “birlikte kutlayalım o zaman”, dedik. Ada’mın annesi canım arkadaşım Umur çok lezzetli kekler kurabiyeler hazırladı, pastanın siparişi ve yapımıyla titizlikle ilgilendi. Nes, her zamanki gibi patatesli kabaklı o leziz kekinden yaptı. Bu sene Banu’dan hamileliğinin ortalarında olduğundan sadece yaptıklarımızı yemesini rica ettik. Bir çoğunun tarifini daha önceden yayınladığım menümüz şöyleydi :

Umur’dan;

• Kakaolu fındıklı kurabiye

• Çikolatalı karışık kek

• Kaşarlı ve Patatesli Muska Böreği

Neslihan’dan;

Kabaklı Patatesli Kek

Ve benden;

Çerkes Tavuğu

Dereotlu beyaz peynirli kek

• Havuçlu toplar

ve elbette Pilita'da yaptırdığımız pasta.

Günün sürprizi ise sevgili Görkem’in (Gezicini) getirdiği çöreklerdi.

Bugün daha önce tariflerini yazdıklarım dışında menüdekilerden sadece havuçlu topların tarifini verebileceğim. Portakal Ağacı’ndaki tarifi biraz değiştirerek yaptım. Umurcuğumun tariflerini de kendisi bir fırsatını bulup bana gönderince yazacağım.

Havuçlu Toplar
Malzemeler: 1kg. rendelenmiş havuç, 1su bardağından iki parmak eksik toz şeker, 1 paket un haline getirilmiş pötibör bisküvi, 1 su bardağı fındık, 1 çay kaşığı toz tarçın, üzeri için hindistan cevizi.
Yapılışı: Havuçları robotta incecik rendeleyip bir tencereye koyun. Üzerine şekeri koyup kısık ateşte pişirin. Bu sırada robatta bisküvileri ve fındıkları un haline getirin. Havuçlar yumuşayınca ateşten alın ve ılınmasını bekleyin. Ilınınca suyunu kaşıkla süzdürerek derince bir tasa alıp un haline getirilmiş bisküvi, fındık karışımını ekleyin. Tarçını da koyup karıştırın. Fındıkla ceviz arası bir büyüklükte parçalar kopararak avucunuzda yuvarlayın, top şeklini verin. Hindistan cevizine batırıp servis tabağına alın.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails