Bu aralar ailecek toparlanmaya çalışıyoruz. Diğer blogumda anlattığım sebeplerden son günlerde çorbasız bir akşam geçirmiyoruz. Hele ben, bu kronik faranjit ve ağzımın her tarafını kaplayan aftlar yüzünden hiç bir şey yiyemiyorum ve tabii yine 5-6 günde 2 kilo kaybettim. Su bile içerken canım yanıyor, boğazım ağrıyor. Çorba içerken de zorlanıyorum ama işte ittire kaktıra ılık ılık içmeye çalışıyorum. Kilo verdiğime sevinemiyorum, çünkü bu kadar sağlıksız bir şekilde verilen kiloların hemen geri alındığını gayet biliyorum. Baktım bu hafta en popüler yemeğimiz çorba olmuş, ben de bir çorba tarifi vereyim dedim. Herhalde herkesin bil(me)diği veya kendine göre yaptığı bir çorbadır bu. Malzemelerin miktarları tamamen benim uydurmam. Bir iki kere daha az/fazla kabakla veya daha fazla dereotuyla denemeler yaptım ama pek beğenmedim. En uygun bileşim bu, bence. Kolaylığı ve sadeliği yüzünden ben pek severim bu çorbayı. Haa, bir de aslında adı kabak çorbası olmasına rağmen girdiği her yemeğe başka bir tat katan dereotunun başrolü kapmış olmasını...
Herkesin çorba içme kapasitesi farklıdır ama yine de tarif 6-8 kişilik diyebilirim.
Malzemeler: 5-6 adet orta boy kabak, 1 büyük soğan, 1 su bardağı tavuk suyu, ½ demet dereotu, tuz, karabiber.
Yapılışı: Derin bir tencereye kalın kalın doğranmış soğanı ve kabakları koyup tavuk suyunu ve kabakların üzerini geçecek kadar su koyun, tuz ve karabiberi de ekleyin. Kaynamaya başlayınca dereotunu bütün olarak ekleyin. Soğan ve kabaklar tamamen yumuşayınca karışımı blendırdan geçirin. Arzu ettiğiniz koyuluğa göre sıcak su ilave edip bir taşım daha kaynatın. Üzerine kırmızı biberli kızdırılmış tereyağ koyup servis edebilirsiniz. Afiyet olsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder